Mektup
.
Bana hep gecedir güneşin doğup da gülüşünün olmadığı sabahlar.
Şimdi yeni bir gece ve ben kadar kayıp yıldızlar.
Ama biliyorum bir yerlerde varlar.
Sen gibi…
Hem gördüğüm hem kör’düğüm…
Uğruna çıkan her yol benim en karanlık yönüm mü olmalıydı?
Eşsiz manzaram! Bütün güzellikler sende! Hiç güzellik yapmaz mısın bana?
Oysa ufak bir gülümsemen kahkahalar attırırdı, hatırla…
.
Küllerime dek yanığım bugün.
Aynı yaranın kim bilir kaçıncı yanık izlerini besliyorum şimdi?
Yine bir karartı sardı içimi.
İyi gecelerin olsun sevgilim.
.
Bilirsin ikinci bir şansı yoktur geçmişin.
Geçmişimsin.
ve her ne olursa olsun geçmeyen yanım,
Bugün de yalnız değilsin.
.
Bunca zaman sen hiç yalnız bırakmadın beni,
Belli etmemeye çalıştın,
Ama biliyorum.
Ben de seni bugün yalnız bırakmayacağım,
Açık açık sana yazıyorum.
.
Biz ayrılığı beceremeyen iki ahmaktan başka ne olabildik?
Baksana halimize.
Baksana bana,
Kurtulamıyorum senli rüyalarımdan,
Sen’li fotoğraflarımızdan,
Sen’li gülüşlerimizden
ve Sen’li yalnızlığımdan…
Sen’i tepelerde tutuyor aşk…
.
Kokunu çekememekten,
Ellerini tutamamaktan,
Nefesini duyamamaktan,
Bıktım ayrılığınla sarhoş olmaktan…
Beni yerle bir ediyor aşk…
.
Hani benim sen’sizliklerimle harcanmış onca yılıma kızgınlığın vardı?
Şimdi bu günlerin hesabını nasıl öderiz düşündün mü?
Helâli olduğumuz birbirimizin yabancısı oluyoruz farkında mısın?
Sana değil kızgınlıklarım,
Yaşayamayacağımız onca yarınlara…
.
Mutlu olmamı dilemiştin,
Seni dinleyeceğim ve aşka küsmeyeceğim.
Tüm cesaretimi kavuşturup yeniden deneyeceğim.
Sensizliğin sonunu getirmeliyim artık.
.
Yalnızca bugünün hatrına son bir kez senin için düşüyor cümlelerim…
.
“Ayrılık, unutmaktır.” demiştik.
Unutmadım senin bana armağan edildiğin bugünü.
Ben “iyi ki” diyeyim,
Gerisini sen biliyorsun.
.
Zirvesinde yaşadığım acının uçurumundan düşüyorum artık.
Son kez içime gömdüğüm “sen”i haykırıyor cümlelerim…
Bir daha ‘sen’in için yazılmayacak şiirlerim.
Hoşça kal kahramanım!
Bu benim son şarkım…
.