Bir Hiçsin Artık!
.
En az ben kadar silindin bu şehirde.
Ben kadar hiç
ve ben kadar “herkes”sin artık.
İçime attığım bütün cümleler ile birlikte
Sana kanıyordum böyle kırmızı gecelerde.
Gözlerim acının zirvesine dikerdi bayrağını,
Beyaz kumaşlara sarıyorlardı uyku öncesi kalp kanamalarımı.
Geçiyor artık,
Hiçbir ten değmeden.
.
Baksana!
Bak, sana benzemiyorum artık.
Öpücüklerle iyileştirmedim kana-yanlarımı.
Gidişinin ertesi sarılmadım yabancılara,
Sığınmadım güzellik sarfeden dudaklara.
Ben sen gibi değilim artık.
Dibini göremediğim bir karanlığa doğru düşüyor gibi,
Gözlerimi yumardım
ve her gece seni umardım.
“Bu son olsun artık” dediğim her vakit,
Son olmazdın ki sen…
Her sabah ölüme uyandırırdın beni,
Kahvaltım ederdin ayrılığını…
Bir türlü bitmezdi terketmelerin.
Neyim kaldıysa geleceğime dair,
Gelmeyecekler için heba etmeyeceğim.
Üzerime kalanları, karanlıklarımın üzerine örteceğim.
Bu son olacak artık!
Bir daha gözyaşlarım şarabımı kızartmayacak,
İsmin telaffuz edilmeyecek bu şehirde…
.
Ancak bu kadar çekilebilirdi bir aşkın ızdırabı,
Ben de o kadar çektim.
Sen kadar azaldım,
Sen kadar çoğaldı iyileşen yanlarım.
Artık hiçbir yarınımda, seni yaşatmayacağım…
.